Online alışveriş şehirleri nasıl değiştiriyor?
Alışveriş artık çok kolaylaştı: Ayakkabılarınız, şarj kablolarınız, yiyecek ya da ikramlarınız tek tıkla kapınıza kadar geliyor. 2023 yılında dünya çapında online perakende satışların toplam cirosu 6 trilyon doları aştı. 2017 yılında bu rakam yaklaşık 2,3 trilyon dolardı. E-ticaretteki büyümenin özellikle Asya pazarında önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor.
E-ticaret: Yenilikçi konseptlerin pazarı
Küresel açıdan durum parlak görünse de, çevrimiçi alışverişin yükselişinin yerel esnaf, şehir planlamacıları, tedarikçiler, lojistik sağlayıcılar ve atık imha şirketleri için geniş kapsamlı sonuçları var.
E-ticaretin artmasıyla birlikte şehir merkezlerinin terk edileceğine dair endişeler artıyor. Vatandaşlar giderek boşlaşan vitrinlerle karşılaşabiliyor.
E-ticaretin şehirlerde sürdürülebilirlik ve lojistik üzerindeki etkisini araştıran Brüksel Üniversitesi’nden Heleen Buldeo Rai, “E-ticaret birçok şeyin denendiği, yenilikçi kavramların hayata geçirildiği bir pazar. Bu yüzden bu alanda araştırma yapıyoruz” diyor. Saha çok eğlenceli.”
Yeniden kullanılabilir çözümler
İnternetten alışveriş yapmak karton ve kağıt atık miktarını artırıyor. Alman Federal Çevre Ajansı’nın yaptığı hesaplamaya göre e-alışverişte kağıt ambalaj tüketimi 1996 ile 2017 yılları arasında yüzde 600’ün üzerinde arttı. 2021’de her Avrupa Birliği (AB) vatandaşı ortalama 246 kilogram ambalaj biriktirdi. Yapılan araştırmalara göre AB istatistik kurumu Eurostat’a göre bunun yaklaşık yüzde 40’ı karton ve kağıttan oluşuyor. Bunların neredeyse tamamı geri dönüştürülüyor.
Rakamlara ve varsayımlara bakıldığında internetten alışverişin azalmak yerine artma ihtimali daha yüksek görünüyor. Carina Koop, “Geri dönüştürülebilir veya yeniden kullanılabilir ambalajı seçmek, bugün atıklarımızı ayırmak kadar doğal olmalı” diyor. Döngüsel ekonomi uzmanı olan Koop, Wuppertal Enstitüsü’nde atık önleme önlemleri üzerine araştırmalar yürütüyor.
Önde gelen Alman lojistik sağlayıcısı DHL Group, “yeniden kullanılabilir e-ticaret kutuları” geliştirdi. Şu an deneme aşamasında olan bu uygulama şu an için sadece firmalar arası gönderilerde kullanılıyor. DHL Grubu sürdürülebilirlik sorumlusu Jessica Balleer, “Deneme aşaması başarılı olursa ve bu tür çözümlere olan talep artarsa ürün yelpazesi genişletilebilir” diyor.
Kıyafet alışverişinde sanal modellerin dönemi
İsraf önleme uzmanı Koop, “Ürün iadeleri e-ticarette büyük bir sorun. Bu nedenle, müşterilerimiz arasında kesinlikle mantıklı çözümlere, teşviklere ve farkındalığa ihtiyacımız var” diyor. Almanya’da sipariş edilen her yedi paketten biri iade ediliyor.
Asya pazarındaki en son yenilik, özellikle giyimde iadelerin azaltılmasına yardımcı olabilir: Tişörtler, ayakkabılar veya diğer eserler kişiselleştirilmiş sanal modeller üzerinde denenebilir. Heleen Buldeo Rai, iadelerin ana nedeninin, müşterilerin denemek amacıyla aynı kıyafetin iki veya üç bedenini birlikte sipariş etmeleri olduğuna inanıyor. E-ticaret uzmanına göre kişiye özel sanal modellerle iadelerin yüzde 50’si önlenebiliyor.
Ambalaj atığı sorununu çözmenin iki düşük maliyetli alternatif yolu vardır: Tıkla ve Topla ve Showrooming. İlkinde eser internetten satın alınıyor ancak mağazadan teslim alınıyor. Showroom yönteminde ise tam tersi bir prosedür izleniyor: Giysi önce mağazada deneniyor, ardından internet üzerinden sipariş veriliyor.
Online alışveriş şehirlilerin tercihi
Ancak e-ticaret sektörünün hâlâ aşılması gereken birçok sorunu var. Bunlardan bazılarının sistemik olduğunu belirten Heleen Buldeo Rai, “Şehirler ilginç bir paradoks yaratıyor. Çünkü e-ticaret, şehirlerde olması gereken çevresel faydaları sağlamıyor. Özellikle şehir merkezlerinde yaşayanlar internetten alışveriş yapmayı tercih ediyor. Ancak, Bunun çevre üzerinde olumlu bir etki yaratması için tüketicilerin arabalarını satın almaları gerekiyor.” “Daha az kullanmaları gerekiyor” diyor.
Günümüzde Almanya’nın birçok şehrinde süpermarketler, giyim, ayakkabı, elektrik ve inşaat malzemeleri, hatta örgü, el sanatları, kumaş veya evcil hayvan gıda mağazaları sipariş üzerine evlere teslimat yapıyor. Bu da teslimat araçları, tramvaylar, taksiler ve otobüslerle trafik sıkışıklığının artmasına neden oluyor. Arabalar elektrikli olmadığı sürece karbondioksit (CO2) emisyonunu artırıyor. Ayrıca tüm paketlerin süresiz olarak saklanması ve korunması gerektiğinden ilave lojistik altyapı ve depolama alanı ihtiyacı da artıyor.
Hedef: Sıfır emisyon
Bu nedenle mikro şehir merkezleri e-ticaret departmanında yeni bir deneysel alandır. Yerleşim bölgeleri ve şehir merkezlerinde kısa süreli koli depolama amacıyla kullanılan sabit veya taşınabilir merkezlerdir. Siparişler buraya geldiğinde başka araçlarla değil, e-kargo bisikletleriyle veya yaya olarak teslim ediliyor. Dünyanın en büyük e-ticaret platformlarından biri olan Amazon, şu anda Londra, Münih ve Paris’teki bu tıp merkezlerini test ediyor. Şehir merkezlerine uygun, CO2 içermeyen araçların kullanılmasıyla trafik sıkışıklığının azaltılması ve hava kalitesinin artırılması amaçlanıyor.
Ayrıca drone, robot veya yer altı boru (tünel) sistemlerini kullanarak hızlı, basit ve emisyonsuz teslimata yönelik çözümler geliştiren start-up’lar da mevcut.
Uzun vadede e-ticaretin hem şehirlerin çehresini, hem yerleşik perakende mağazalarının çeşitliliğini, kentsel alanların işlevini, hem de trafik ve hareketlilik kalıplarını değiştirmesi kuvvetle muhtemel görünüyor.
Hollanda’da bile bu değişiklikler gelecek yıldan itibaren somutlaşacak: Teslimat trafiği için sıfır emisyon bölgeleri 2025’ten itibaren 30 şehirde uygulanacak. Amaç, büyük şirketleri araç filolarını dönüştürmeye ve ambalaj geri dönüşümüne odaklanmaya teşvik etmek.
DW Türkçe’ye sansür olmadan nasıl erişebilirim?